8 Eylül 2008 Pazartesi

Pathology / Kadavra [2008]

Bizim Harvardın başarılı öğrencisi Ted Gray nam-ı diğer Milo Ventimiglia manitasının (Alyssa Milano) babasının yani kayınbabasının torpiliyle ülkenin en taşaklı hastanelerinden birinde patoloji stajına başlar.
Tabii her horoz kendi çöplüğünde öter misali buradaki elemanlar bizim Ted'i dışlarlar ve pek sallamazlar ama bizim Ted kısa sürede otopsilerde gösterdiği performansla bir anda özellikle çılgın kızıl Juliette (Lauren Lee Smith) başta olmak üzere herkesin dikkatini çeker.
Grubun başı Jake (Michael Weston) ise Ted'e uyuz olmaktadır. Onun ağzını burnun kırmak istemektedir aslında ama namına bok sürmek istememektedir. Aslında hiçbir şey göründüğü gibi değildir. Bu Jake ve tayfası saman altından su yürütmektedir, karda yürüyüp izini belli etmemektedir. Bu mahluklar her gece içlerinden birinin şehrin arka sokaklarındaki kimsesizleri kendi yöntemleriyle öldürüp, diğerlerininse ölüm şeklini bulmaya çalıştığı bir tür oyun oynamaktadır. Oyunun ardından ise kadavraları hastanenin krematoryumunda yakmaktadırlar.
Bizim Ted ise uslu çocuk olduğundan onlara pek takılmaz ama bir gece aniden kendini oyunun içinde buluverir bunda kalleş Jake'in parmağı vardır. Aklı sıra Jake , kendi cani ölüm yöntemlerinin Ted tarafından çözülemeyeceğini düşünmektedir fakat avucunu yalar. Ted her seferinde Jake'in eline verir ve birgün sıra Jake'de gelir ve bu oyun hunharca sürer gider. Tabii bizim jake az malın gözü değildir arada Jake'in yavuklusu Juliette'i de bonus niyetine götürür.
Sağolsun yönetmen koltuğunda oturan arkadaşımız Marc Schoelermann gerek sevişme sahnelerini gerekse otopsi sahnelerini uzun uzun göstermekten kendini alamaz. Madem korku filmi çekiyoruz kesin ulan, madem arada aşk var sevişin ulenn.
Bu arada Jake ise kendinin boynuzlandığının farkındadır ve Ted'e hodri meydan der ve ikisinin arasında korkunç bir rekabet başlar. Daha sonra tabii işler kontrolden çıkar.
Oyuncularımız filme hazırlık olsun diye patoloji uzmanlarıyla morgda kadavralar üzerinde birebir çalışmışlar. Bunu kedilerimi istedi yoksa yönetmenin zorlamasıyla mı yaptılar bilemiyorum. Ben şahsen kabul etmezdim. Alın filminizi başınıza çalın derdim. Her gün her patoloji laboratuvarında ve her morgda yapılan işlemler birebir filmde de uygulanmış. Acaba film gerçek bir hikayeden esinlenmiş olabilir mi?
Bu filmi izleyince aklıma Awake (Anestezi) [2007] geldi. İki filminde bir çok ortak noktası var. İkisi de hastane temalı, ikisinin de ilginç bir konusu var, ikisinin de iyi sayılabilecek kadrosu var ama maalesef ikisi de kötü senaryo ve yetersiz yönetmenlerin kurbanı olmuş. Çok güzel ve başarılı filmler olabilecekken vasatta kalmışlar. Herşeye rağmen ben özellikle Awake olmak üzere ikisini de beğendim. Korkuysa korku, heyecansa heyecan daha ne olsun.
Let's have a look inside

Hiç yorum yok: