12 Eylül 2008 Cuma

11'09''01 September 11 / 11 Eylül [2002]

11 Yönetmen, 11 ülke, 11 farklı bakış açısı, 11 kısa film, her biri 11 dakika 9 saniye ve 1 kare. Film Fransız ve İngiliz ortak yapımı. Film bazı festivallerde antiamerikan olarak nitelendirildi. Amerika'nın da büyük tepkilerini çekti.
Yönetmenler film sırasıyla:
Samira Makhmalbaf İran, Claude Lelouch Fransa, Youssef Chahine Mısır, Danis Tanovic Bosna-Hersek, Amos Gitai İsrail, Ken Loach İngiltere, Alejandro González Iñárritu Meksika, Idrissa Ouedraogo Burkina Faso, Mira Nair Hindistan, Sean Penn Amerika, Shohei Imamura Japonya
Kendi ilk 10 listemi yaparsam:

1. Sean Penn'in filmi: İkiz kulelerin gölgesindeki evde karısının hayaliyle yaşayan yaşlı adamın Saat çalmadan önce uyandım bu sabah. Erken kalkarım.. ama alışkanlık işte.. Saatine ihtiyacım var uyanmak için. Çok karanlık. Yeteri kadar ışık yok. Çiçekler bu yüzden soluyor. Benim gibi. lşık onları uyandırırdı. Doğru değil mi? sözleriyle başlayan ve kulelerin ykılışıyla gölgelerin yavaşça evin duvarından aşağıya doğru inmesiyle odanın ışıkla dolması ve pencerenin önündeki solmuş çiçeğin bir anda büyümesiyle doruğa ulaşan bir Sean Penn başyapıtı. Tokat gibi bir film. Filmin Amerika'daki gösteriminde Ken Loach filmi ile birlikte gösterilmemiş.

2. Ken Loach'ın filmi: Ken Loach ingiliz ama filmde Londra'da sürgünde olan bir Şiliinin 11 Eylül'de yakınlarına yazdığı mektubu konu alıyor. Mektupta Şilili adam kendi 11 Eylüllerinden yani 11 Eylül 1973 günü Amerikanın desteklediği General Pinochet'in başkanlık sarayını basıp sosyalist Allende'yi devirdiği ve halka yaptığı zulümden bahsediyor. Amerika'nın diğer ülkelerin içişlerine karıştığı gerçeğini balyoz gibi kafamıza indiren bir film. Kısa filmdeki savaş görüntüleri Patricio Guzmán'ın The Battle Of Chile [1975-77-79] üçlemesinden alınmış.

3. Samira Makhmalbaf filmi: Saldırıların hemen ardından İran'da bir okulda yaşananların anlatan çok içten ve sıcak bir film. Her türlü zorluğa rağmen çocukların gülen yüzü, öğretmenlerinin 1 dakikalık saygı duruşu için tahtaya saat çizmesi ve parmağıyla da saniyeleri göstermesi, Gökdelenin neye benzediğini göstermek için çocukları kremit fabrikasının tüten kocaman bacasının altına götürmesi ve baca-gökdelen benzetmesi eşsizdi.
4. Alejandro Gonzales Inarritu filmi: Doğrudan 11 Eylül'ün kendisini anlatan sesler ve kapkara bir ekran. Arada gidip gelen kuleden atlayan insan görüntüleri. Çığlıklar, imdat çağrıları ve telsiz sesleri.. Filmin sonundaki 'Tanrının ışığı bizi aydınlatıyor mu yoksa kör mü ediyor' cümlesine bir gönderme mi acaba filmin kapkaranlık olması. Bu cümlenin ise önce uzun uzun Arapça gösterilip daha sonra ise İngilizcesinin gösterilmesi bazı kesimlerin bu saldırılıların islam dinine bağlandğı eleştrilerini getirmiş.
5.Mira Nair filmi: Amerikalıların önyargılarını bir tokat gibi suratlarına vuran film. Film yaşanmış bir olaydan esinlenilmiş. Pakistanlı bir gencin ikiz kulelere saldırılardan sonra kaybolması ve tetöristlikle suçlanması, ailesinin yaşadığı dram ve dışlanma.

6.Idrissa Ouedraogo filmi: Annesine ilaç alabilmek için okulu bırakıp gazete satmak zorunda kalan bir çocuğun Usame Bin Laden'e benzeyen birini görmesi ve arkadaşlarıyla birlikte onu yakalayıp ödülü alarak annesini iyileştirmek istemesi ve bu sırada başlarından geçen trajikomik olaylar Idrissa Ouedraogo tarafından farklı bir bakış açısıyla ele alınmış. Böylece en farklı kısa film ortaya çıkmış.

7.Claude Lelouch filmi: New York'ta geçen sessiz bir fransız aşk filmi. Küllerinden doğan bir aşkın hikayesi.
8.Danis Tanoviç filmi: Bütün filmler içindeki en sade ve anlatımı en duru film belki de. Mesaj verme kaygısı gütmeden her ayın 11'inde yürüyüş yapan kadınların bu kez onlar için de yürüyelim dediği güzel bir duruş filmi.
9.Shohei Imamura filmi: İkinci Dünya Savaşı sırasında Japonya'da yaşananları anlatıyor Imamura'nın filmi. Savaşta yaşadıklarından dolayı insan olmaktan iğrenen Yukişi yılan olarak yaşamayı tercih etmiştir. Imamura Hiroşimaya atılan atom bombasını ele alarak 11 Elül'e gönderme yapmış. Filmin sonunda verdiği mesaj ise "Kusal savaş diye bir şey yoktur."
10, 11. Youssef Chahine ve Amos Gitai filmleri: En sevilmeyen iki kısa film. Youssef Chahine başrolde kendini oynayarak bütün film boyunca mesaj verme kaygısındaydı. Amos Gitai ise Filistinli bir canlı bombanın Tel-Aviv'deki saldırısı üzerinden işliyor 11 Eylül'ü. Film boyunca koşturmaca karışıklık ve bir TV muhabiri'nin yayın sırasında 11 Eylül saldırılarından dolayı yayından alınması falan

Hiç yorum yok: