Öncelikle bu listeye üçlemeleri ve animasyon filmleri almadım. Onlardan ayrı birer liste yapmayı düşünüyorum.
1.V For Vendetta [2005] 2.El Laberinto Del Fauno [2006] 3.City Of God [2002] 4.Requiem For A Dream [2000] 5.Oldboy [2003] 6.The Prestige [2006] 7.Crash [2004] 8.Eternal Sunshine of Spotless Mind [2004] 9.The Pianist [2002] 10.Little Miss Sunshine [2006]
Komedi ve dram öğelerini bir arada ço güzel harmanlayan, kah gülmekten kıran kah göz yaşartan bir film:) Levent Üzümcüden tek kişilik dev performans. Abimm deyişi, Dağa kaçtı deyişi ... Abimm'i daha çıkar çıkmaz Rain Man (Yağmur Adam) ile karşılaştıranlar, çalıntı diyenler çıktı fakat filmin Yağmur Adam ile tek ortak noktası Akıl hastası bir abi ile kardeşin hikayesi olması. Filmi illa bir şeye benzetmek isterseniz John Steinbeck'in Fareler ve İnsanlar romanına benzetebilirsiniz. İkiksinin daha çok ortak yönü var fakat bir çok yönden film romandan da ayrılıyor.
Gösterime girdiği filmler içindeki en iyi filmdi fakat hakettiği ilgiyi maalesef göremedi. Gösterimde o kadar traş film vardı ki 7 Kocalı Hürmüz gözlerden kaçtı. Fakat biz Ezel Akay hayranları filmi boş geçmedi. Ezel Akay izleyicilere yine bir görsel şölen hazırlamış. Haluk Bilginer, Gülse Birsel ve Cengiz Küçükayvaz adeta oyunculuk dersi veriyor. *****
Filmle ilgili söylenebilecek ilk söz Filmdeki İskender ile dizideki İskender'in birbiriyle hiçbir alakası yok. Film için kısaca vasat veya yetersiz diyebiliriz. Maalesef filmden beklediğinizi alamıyorsunuz.
Komedi filmi diye gitmiştim ama okkalı bir dram filmi ile karşılaştım. Yılmaz Erdoğan'ın gerçek hayattan çıkma filmi son derece sade ve gösterişsiz. Ben beğendim.
İlk fırsatta izlemeyi istediğim bir film. Erol Demiröz harika bir karakter oyuncusu. Oynadığı karaktere çok şey katan bir oyuncu. Nesrin Cavadzade ise yeni neslin yükselen oyuncularından. Oynadığı her filmle biraz daha dikkat çekiyor. Dilber'in Sekiz Günü, Gitmek:Benim Marlon ve Brandom ve şimdi de Acı. Yönetmen Cemal Şan da Nesrin Cavadzade ile iyi bir ikili oluşturuyor.
Filekiminin ilk gün filmlerinden biri Humpday / Gel Porno Çevirelim [2009]. 17 Ekim Cumartesi günü galadan önce saat 19:00'da gösteriliyor. Yönetmeni Lynn Shelton bağımsız film dünyasının yeni yönetmenlerinden biri. My Effortless Brilliance [2008] filmi ile Bağımsız Ruh Ödülllerinde İzlenmesi gereken (Someone To Watch) film ödülünü almış. Kendi yazıp kendi yöneten yönetmenlerden. Filmin başrollerine Mark Duplass ve Joshua Leonard var. Filkekimi filmi şu cümlelerle anlatmış: Son zamanların en iyi ve en özgün Amerikan komedilerinden biri olan bu zekice, sürprizlerle dolu, incelikli film, ünlü heteroseksüel panikle dalgasını geçerken yakın dostluğun sınırlarını eşcinselliğin de ötesinde zorluyor. Mutlu bir evlilik sürdüren Ben (Mark Duplass), üniversitedeki çılgın günlerini çoktan ardında bırakmıştır. En yakın arkadaşı Andrew (Joshua Leonard) ise gezgin ve umursamaz bir sanatçı olmayı seçmiştir. Yıllar sonra yeniden görüşen iki eski arkadaş, eski tempolarını yakalamışken, alkolün su gibi aktığı bir partide amatör bir porno film yarışmasına katılmaya karar verirler. Kameranın önünde sevişecek, sınırları ve zihinleri zorlayacaklardır. Eşcinselden de öte, porno değil, sanat için...
Filekiminde ilk gün gösterime girecek filmlerden biri The Informant! / İspiyoncu [2009]. Bu filmde süper 3lü bir arada. Yönetmen Ocean üçlemesi ve Che:part One-Two filmlerinin de yönetmeni ve George Clooney'nin kankası Steven Soderberg, yapımcı George Clooney ve başrol oyuncusu tabii ki Matt Damon. Filekimi filmi şöyle anlatmış: Şizofreni hastası Whitacre, başkan yardımcılığını yürüttüğü tarımcılık devi Archer Daniels Midland şirketinin uluslararası alanda fiyat sabitlediğini kanıtlamak için FBI ile anlaşır ve bunun için üzerinde gizli bir mikrofon taşımayı kabul eder. Mark her ne kadar kendini bir kahraman kabul etse de, FBI ona yine de tam anlamıyla güvenmez. Mark tam üç yıl boyunca yüzlerce saatlik konuşmayı kaydeder, ama kayıtlarda gerçekle hayal birbirine karışmaya başlamıştır. Eylül ayında ABD'de gösterime giren İspiyoncu, eski New York Times muhabiri Kurt Eichenwald'ın aynı adlı kitabından uyarlandı.
Sonbahar film haftası filmekimi 17-25 Ekim tarihleri arasında başlıyor. Daha önce bahsettiğimiz Lookin For Eric / Hayata Çalım At filminin galası 17 Ekim Cumartesi saat 21:30'da. Filmekimi sitesinde filmi şöyle anlatmış: Her ne kadar futbol delisi bir postacıyı anlatsa da, bu film pekâlâ bir Ken Loach filmi. Daha önceki bazı filmlerinde futbol sahneleri kullanan ve gerçek bir futbol hastası olan yönetmen Ken Loach, komedi ve dram öğelerini içeren bu filminde, Manchester United'ın 1997'de futbolu bırakan Fransız forveti Eric Cantona'yı hayallerinde gören Manchester'lı postacı Eric'i anlatıyor.
Postacı Eric, karısı onu terk ettikten sonra haşarı üvey oğullarıyla başa çıkamayan, panik atak krizleri geçiren, üstüne üstlük otuz yıldır sevdiği Lily'ye bile açılamayan çaresiz bir adamdır. İşte böyle anlarda, sarıldığı özel bir arkadaşı vardır: Her akşam ona görünen ve trompet çalan futbol dehası, filozof Eric Cantona...
Dünyanın en büyük film veritabanına sahip olan imdb.com'da şu anda tüm zamanların en iyi komedi filmi sıralamasında Şaban Oğlu Şaban 1 numarada. imdb.com'un kendi hazırladığı bayesian formülü'ne göre yapılan sıralamada Şaban Oğlu Şaban komedi dalınna 1 numara. Top 250 filmde ise 153 numarada. Formül Şu şekilde:
ağırlıklı ortalama (WR) = (v ÷ (v+m)) × R + (m ÷ (v+m)) × C
Değerler:
R = filmin ortalaması (ortalama) = (Rating)
v = film için kullanılan oy sayısı = (oylar)
m = filmin ilk 50'de yeralabilmesi için gereken en düşük oy sayısı (şimdilik 1000)
C = bütün durumlardaki aldığı ortalama oy (şimdilik 6.8)
Bu durumu ise bizim Türkler imdb'yi de işgal etmiş anlaşılan diye yorumlamak ise aşağılık kompleksinden başka bir şey olamaz.
İçinde lanetli bir ev olan bir korku filmi daha. Evde ölenlerin ruhları yine burada sıkışıp kalmış. Bu seferki evimiz diğerlerinden farklı olarak eskiden cenaze evi olarak kullalınıyormuş. Ailemizin evi tutma nedeniyse bu kez diğerlerinden biraz farklı. Kanser hastası olan Matt (Kyle Gallner) tedavilerden sonra çok yorgun olduğu için annesi hastaneye yakın bir ev tutmak istiyor ve bu evi buluyor. Evin geçmişinden dolayı kirası çok uygun.
Ailemizin maddi durumu iyi olmadığı için mecburen evi tutuyorlar. Bütün bunlara rağmen The Haunting In Connecticut standart korku öğelerinin başarılı bir şekilde vurgulandığı etkileyici bir film olmuş. Yönetmenlik geçmişi fazla eskiye dayanmayan Peter Cornwell için başarılı bir çalışma sayılır.Kyle Gallner kanser hastası pisişik genç rolünde gayet başarılı. Film içinde geçirdiği fiziksel değişim gayet gerçekçi olmuş. Filmin Türkçe adı ise çok sıradan olmuş. Daha etkieyici bir isim olabilirdi.
3. Nokia Nseries Kısa Film Yarışması sonuçlanmış da benim haberim olmamış. Eray Mert'in bu kez kazanacağını düşünmüştüm ama yine olmamış. Birinci Mobilize adlı filmiyle Sertaç Yüksel olmuş. Ayrıntılı bilgi burada