3 Eylül 2008 Çarşamba

I Heart Huckabees / Tesadüfler [2004]

Yönetmen David O. Russell tarafaından varoluşsal bir komedi olarak tanımlanan filmin kadrosu muhteşem. Wes Anderson'un has adamı, Rushmore [1998] daki çılgın öğrenci, The Darjeeling Limited [2007] filmini Wes Anderson ile yazıp hem de oynayan Jason Schwartzman açık alan ve doğa koruyucusu olan Albert Markovski rolünde, Boogie Nights [1997] filminin porno yıldızı Dirk Diggler'ı Mark Wahlberg hayatın anlamını arayan itfayeci Tommy Corn rolünde ve Albert Markovski'nin diğer parçası yani partneri , Jude Law Albert Markovski'nin mahalleyi işgalinden korumaya çalıştığı Huckabees Marketlerinin yöneticisi Brand Stand rolünde.
Brand Stand'in sevgilisi ise Mulholland Drive [2001] filminin de yıldızı olan Naomi Watts. Varoluşçu çılgın dedektif Bernard rolünde ise Dustin Hoffman ve ortağı rolünde Lily Tomlin var. Albert Markovski gün içinde 3 kere bir Sudanlı adamla farklı farklı yerlerde karşılaşınca bunun bir tesadüf olamayacağını düşünür ve emanet olarak giydiği bir cekette kartını bulduğu varoluşçu bir dedektif olan Bernard ve Vivian'a gider ve bu tesadüfler arasındaki ilişkiyi araştırmalarını ister.
Bu sırada açık alan koalisyonunda da Brand ile rekabet etmektedir. Brand her yerde Shania Twain hikayeleri anlatmaktadır ve insanları etkilemektedir. Albert ise kendini yazdığı şiirlerle ifade etmektedir ve insanlar onun şiirlerini beğenmemektedir. Daha sonra ortaya nihilist bir dedektif olan Caterina Vauban rolünde Isabelle Huppert çıkar. Vauban, Bernard ve Vivan'ın tam tersi görüştedir.
Bernard, çarşaf teorisinden yola çıkarak herşeyin birbiri ile bağlantılı olduğunu hiçbir şeyin teasdüf olmadığını savunmaktadır, bir nihilist olan Caterina ise Dünya'da hiçbir şeyin anlamı ve önemi olmadığını, Dünya'nın bir acı çekme yeri olduğunu savunmaktadır. Albert ve Tommy bu terslikten bir anlam çıkarırlar ve hidayete ererler.
Filmde klasikleşebilecek bir çok sahne mevcut. Örneğin Albert ve Tommy'nin Sudan'lı mülteciyi evlat edilen aileye misafir oldukları yemek sahnesi. Bu sahnede petrolden felsefeye, Albert'in ölen kedisinden plansız yapılanmaya, sosyalizmden Hitler'e ve diktatörlük yüzünden mülteci olan Sudanlıya kadar birçok konuda tartışılıyor. Ve tabii ki Bernard'ın Albert'i emzirdiği sahne.
Film bir durum komedisi yani filmde komik ve karmaşık olaylar ya da komik kelime esprileri yok. Filmde komik olan, ortaya çıkan durumlar, karakterlerin bu durumlar karşısında verdikleri tepkiler ve bazen ise bir bakış ya da duruş. Filmi izlerken Wes Anderson ve Paul Thomas Anderson filmlerindeki keyfi alıyor insan. Film sanki ikisinin elinden çıkmış gibi. İzlerken aynı tadı alabiliyorsunuz. The Darjeeling Limited [2007], The Life Aquatic with Steve Zissou [2004] ve Punch-Drunk Love [2002] filmlerinde de aynı tadı fazlasıyla alabiliyorsunuz.
Nihilizm ve varoluşçuluk arasındaki tartışmayı anlatırken yer yer felsefeye ve sosyalizme giren, yer yer uzay ve zaman arasındaki ilşkiyi irdeleyen, bunları yaparken Hollywood klişelerinden uzak duran ve beğenilme kaygısı olmayan cesur yönetmen David O. Russell'ı sineMASALkritik blogu olarak kutluyoruz.
Bu da I Heart Huckabees filminin fragmanı:

Hiç yorum yok: