18 Ağustos 2008 Pazartesi

Indiana Jones İzleme Kılavuzu

HARRISON FORD: Aslında George Lucas’ın ilk tercihi değildi. Steven Spielberg ne kadar bastırsa da, Lucas Star Wars serisinden sonra yine aynı aktörle çalışıyor görünmek istememişti. Ancak başrol için teklif götürülen Tom Selleck, o sıralar popüler TV dizisi Magnum ile fazlasıyla meşgul olduğundan rol yine dönüp dolaşıp Ford’a geldi. 66 yaşındaki Harrison Ford’un 4. filmde de yine az dublör kullanması ve gösterdiği yüksek performans bu rol için yaratıldığını bir kez daha kanıtlıyor. Şüphesi olan var mı?

MARION: Dünya tatlısı Karen Allen’ın serinin ilk filminde canlandırdığı karakter 4. filmde bir kez daha karşımıza çıkacak. İlk filmde Nepal’de bir tavernada süprüntü bir hayat yaşarken görülen Marion, Indy’ye indirdiği esaslı yumrukla dikkatimizi çekmişti. Sonradan anladık ki, Kamçılı Adam ile geçmişte bir gönül macerası yaşamış, ancak Indy’nin kamçısı kalbinde derin bir yara açmıştı. Kendisi aynı zamanda Indy’nin ustası Abner Ravenwood’un da kızı oluyor. Bağlar hayli güçlü.

FEDORA: Gücün karanlık tarafına geçmiş bir Jedi şövalyesi gibi. Şapkası ve giyim kuşamıyla Indy’ye ilham kaynağı olan Fedora, yeteneğini karanlık işler için harcadı. Indy henüz gençken onunla kapışmış ve Fedora sayesinde ilk kez kamçıyla tanışmıştı. Üçüncü filmin başında gördüğümüz bu karakteri Richard Young oynamıştı.

SHORT ROUND: İkinci filmde Indy’nin sevimli ve dövüşken bıdığı olarak karşımıza çıkan Short Round, ergonomik boyutlarıyla çok işe yaramıştı. Oyuncu seçmelerinde ağabeyi yerine bu role uygun görülen Ke Huy Kuan, seyircinin seri boyunca en sevdiği yan karakterlerden biridir. Her serüvene lazım!

PROF. HENRY JONES: Spielberg’in üçüncü filmdeki bombası olarak karşımıza çıkan, Indy’nin tüm bilinçaltından sorumlu babasını Sean Connery oynar. Hayatını Kutsal Kase peşinde harcayan Henry Jones’un oğluyla birlikte Naziler’e karşı verdiği mücadele serinin komedi dozunun en çok arttığı bölümlerdir.

KAMÇI: Serinin ikinci filmine adını da veren bu silah, Indy’nin elinde son derece kullanışlı bir hal alır. Kah düşmanının elindeki silahı alıverir, kah bir ip gibi kullanarak mağaraların derinliklerindeki tehlikelerden kolayca kaçıverir. Kamçısı, Indy’nin yeni bir maceraya çıkarken bavuluna attığı ilk ve en önemli şeydir.

ŞAPKA: 4. filmin çekimleri başladığında 60’larını çoktan geçen Harrison Ford’un bu rolün üstesinden gelip gelemeyeceği çok yazılıp çizildi. Ancak yönetmen Spielberg, “Ford’un sete gelip şapkasını taktığı ilk anda onun yine Indiana Jones olduğunu” söyledi. Indy için şapkası öyle önemlidir ki canını koruduğu gibi onu da korumak için ekstra tehlikelere girişir. Şapka belki de hiçbir kahramana bu kadar çok yakışmamıştır. Şapkasız olmaz!

SARIŞINLAR: Indy’nin ilk gönül macerası Marion egzotik bir kumraldı. Ancak ikinci ve üçüncü filmlerde iki sarışın kadın sahne aldı. Şangay’da bir gece kulübünde şarkıcı olarak maceraya katılan “Willie”, dırdırcı, ama aynı zamanda çekici, sevimli de olabilen bir kadındı. Elini yüzlerce böceğin arasına sokup Indy’nin hayatını kurtarmıştı. Willie’yi canlandıran aktris Kate Capshaw, gerçek hayatta yönetmen Spielberg’in kalbini kazandı ve eşi oldu. “Son Macera”da ise güzeller güzeli Alison Doody’nin oynadığı Dr. Elsa, Nazilerle işbirliği içinde bir kutsal hazine meraklısı olarak seyirciyi ikiye böldü.

NAZİLER: Spielberg, “Schindler’in Listesi”nden sonra bir kez daha “Nazilerle uğraşıyor” denmesin diye 4. filmde kötü adamların Rus olmasını tercih etti. Ama Naziler, serinin 1. ve 3. filminde Indy’ye resmen kök söktürdü. Dönem itibarıyla Naziler’in saf kötülüğün simgesi olarak çizilmesi o kadar da şaşırtıcı değildi.

HARİTA: Lucas’ın hayalgücünden çıktığını tahmin ettiğimiz şekliyle, Indy filmlerinde izlenen güzergah hep harita üzerinde kırmızı bir çizgiyle gösterilir. Bir adventure-bilgisayar oyununu anımsatcak şekilde, sahneler birbirine bağlanırken zaman zaman bu harita animasyonlarına başvurulur.

BÖRTÜ BÖCEK: Egzotik ormanlarda kutsal hazineler peşinde koşarken bol kepçe böcek, yaratık, en tiksinç halleriyle karşımıza çıkar. İlk filmin başında Indy, refakatçisinin üzerindeki örümcekleri sanki toz alıyormuş gibi temizler ama konu “yılan” olduğunda durum değişir. Gariplikler, ikinci filmde “maymun beyni tatlısı” ve “içinden sülük çıkan yılan dolması” şeklinde uzayıp gider. Bakalım daha neler göreceğiz?

Derleyen: Orkan Şancı
Alıntı:beyazperde.mynet.com

Hiç yorum yok: