6 Haziran 2008 Cuma

The Big Lebowski / Büyük Lebowski [1998]

Arsız bir dedektiflik filmi. Karmaşık olaylar zinciri ve bunların tam ortasında kendi halinde, kıçı yerden kalkmayan, gözü bowling dışında bir şey görmeyen bir adam. Haa bir de odasını toplu gösteren halısı var. Bu karmaşık olaylar içerisinde, aslında olayları çözmek için hiç çaba harcayaman bir adam. Adeta olaylar onun için çözülüyor. Sürekli taraflar gelerek ona bir şey anlatıyor. O sadece onları elinde white russian ile dinliyor.
Bazen kendine pay çıkarmak içinde "Bu olay çok derin" diyerek (deyim yerindeyse sıkarak) bir şeyler koparmaya çalışıyor. The Dude'un hayatı polisiye olaylar içerisinde bir bowling salonunda geçiyor. Onun bütün derdi elden gidecek penisi. Olayı çözmek için çaba harcadığı tek sahnede porno yapımcısının kağıda karaladığı şeylerin ne olduğuna bakıyor.
Onda da ortaya kocaman bir penis çıkıyor. Aslında Coen Biraderler seyirciye pek güzel ayarı veriyor.
Sessiz ve sakin işleyen mükemmel mizahı ile eşsiz bir filmdir. Bu film intikam, gözyaşı, dram, komedi, seks, polisiye ne ararsan onu barındırır.
(-ziverbey, 29.11.2007 01:52)
Şimdi bu filmde derinden derine verilen bir alt metin sezinlenir, özellikle Coenlerin kimi ayrıntıları çaktırmadan vurgulaması bağlamında, lakin çözmesi o kadar kolay değildir; en azından benim için kolay değil. Yine de filmdeki kimi ufak ayrıntıları aktarmak gerekir sözlüğe.
Evvela, filmimiz 98 civarı çekilmiş olmakla beraber, 90'ların başında geçer, tam da Saddam'ın Kuveyt'e girdiği zamanlarda`: look at the situation with the camel fucker in iraq`. Filmin başında dude televizyonda bu konuda verilen bir demeçte "This will not stand, this agression against kuwait" ("Kuveyt'e karşı bu agresyon devam etmeyecek!"). Filmin devamında pislenen halısı için büyük Lebowski'ye giden dude, kendisine epey sert davranan Lebowski'ye aynı karşılığı verir:"This agression will not stand, man!"
...Öte taraftan filmde cinsellik ve "erkeklik tanımı" ile ilgili bir sürü ufak gönderme ve ayrıntı var, yine benim nasıl birbirine yapıştıracağımı, tutturacağımı bilemediğim. Büyük Lebowski sorar:
"Sizce bir erkeği erkek yapanlar nelerdir, Mr. Lebowski? Doğru olanı ne pahasına olursa olsun yapmaya hazır olmak mı?". Dude, "Evet, ve tabii bir çift testis!"
.. Dude, büyük Lebowski'nin "gereken şeyi yapabilme yetisi" konusunda pek kifayetsiz açıkçası ilk etapta. Her şeyi eline yüzüne bulaştırıp duruyor. Evet, testisleri var, ama "Benim empatiye değil taşaklarıma ihtiyacım var" diye Walter'a isyan ettiğinde, Donny araya girip saftirik bir tonlamayla "Onlara neden ihtiyacın var, dude?" diye boşu boşuna sormuyor; bu söylediğine boşu boşuna gülmüyoruz; zira dude gerçekten de erkek olduğunu unutmuş, cinsellik bir yana, bir erkekten beklenen her türlü şeyden uzak yaşıyor dude.
Ne kazanma hırsı (bowling oyununda bile böyle bir hırs görmüyoruz dude'da, oynamış olmak için oynuyor o, Walter'ın aksine.. film boyu dude'u bowling topunu atarken, oynarken hiç görmeyişimizin sebebi bu "boşvermişlik" imajini kuvvetlendirmek sanırım) ne de bir kadın bulup, aile kurup düzenli yaşama geçme hevesi (Maude ile olan sahneyi anımsayalım)...
Bir diğer motif ise Maude Lebowski(Julianne Moore). Coenler tarafından biraz abartılmış (evinin duvarında asılı duran kocaman makas, "vajina?", vesaire, bok püsür), karikaturize şekilde aktarılmış agresif bir kadınlığa sahip bu karakter.
Bütün bunlar bir araya gelince neler çıkıyor, bunun altından kalkamayacak kadar yoruldum şimdilik film hakkında düşünmekten. Zaten uğraşsam bile bir yere varabileceğimden emin değilim, Coen'lerin kafa karıştırmayı pek eğlenceli buldukları bilinen birşey zaten. yine de aklıma takılanları yazdım, tam oldu...
(-caponsever, 28.08.2002 20:42 ~ 12.12.2002 14:51)
Başrollerinde Jeff Bridges('Dude',Lebowski), John Goodman(Walter) ve Steve Buscemi(Donny) nin oynadığı; bir Ethan ve Joel Coen Biraderler filmi. Filmin hikayesi gereği fonksiyonel bir olay örgüsüne sahip olmasına rağmen, tek seyirlik bir film değildir. Hatta ufak ayrıntılara yüklenmiş anlamlar ve her köşe başında karşımıza çıkan derin mizah unsuru sayesinde, her seyredişte bir öncekinden daha çok sevdiriyor kendini. Artık gözümüzde klasikleşmiş bu filmi elimizde white russian, üstümüzde rahat kıyafetler ve ağzımızda dude argosuyla kutsal bir tören havasında izleriz, belki 30. defa...
(-keyifadami, 02.06.2004 09:48)
Elemanların ellerinde hiç bir şey olmamasına rağmen bowling takımı ayağına birbirlerine rest çekmeleriyle kopartan film. Tek olayları bowlingdir ve dude bunu kullanır ikide bir kızınca ya da bi'şey yaptırmak isteyince "Bowling takımından ayrılıyorum. Maçlara çıkmicam, görürsünüz siz" diye tehdit eder elemanları.
Filmin kendini açıklayan olaylarından biri de dude sürekli birileriyle anlaşma yapar "Onbin dolara karını getiricem", "Yirmibin dolara adresi vericem" gibi absürd miktardaki paralara anlaşır ama eline hiç para geçmez, ve bunu umursamaz bile, yani anlaştıktan sonra unutur gider, beş parasız dolanır ortamda. Dude umursamaz gibidir ama bazı şeyleri kafasına not edip sonradan millete satmaya çalışır.
...Walter karekteri ise şu ana kadar gördüğüm en ciddi, kafayı yemiş, paranoyak şizofren tip ama eleman gülmekten öldürür. Tıpkı Şener Şen'in canlandırdığı ciddi ama komik tipler gibi. Her olayı da Vietnam'a bağlar. İnsanları tehdit edeceği zaman da "Vietnam'ı bilir misin evlat? Acı nedir bilir misin? Cehenneme hoşgeldin. Artık Vietnam'ı öğreneceksin. Sana öğreteceğim." gibi diğer filmlerde işlenmiş Vietnam sendromunu tiye alan dialoglar döktürür.
"Geri çekilin bunlar bir avuç nihilist, hadi gelin pis nihilistler" repliği kopartır. Yaptığı planlarsa cok salakça ve komiktir. Filmin en önemli özelliği anlatılan olaylar ve tipler çok absürd ve gerçekdışı olmasına rağmen, elemanlar oyle bir dünya kurmuşlar ki çok olağan ve saçma değilmiş gibi geliyor, inandırıcı yani, oha herifler çok saçmalamıç, böyle bir olay, karakterler olamaz diyeceğine, çok olağan ve olabilecek bir şeymiş gibi izliyon filmi.
(-the one, 01.12.2003 13:41 ~ 23.01.2004 05:50)
Filmin başlangıcında kovboy, dude'u anlatırken çok enteresan birşey görülür. Dude o güzel desenli çeki imzalarken üzerindeki tarihe dikkat edilmelidir. Dude o anda baba Bush'u televizyonda seyretmektedir, ve bush da saddam'ın yaptıklarının yanına kalmayacağını sert bir dille ifade etmektedir. çekin tarihi 11 EYLÜLdür.
(-frank n furter, 27.10.2003 02:44)

Hiç yorum yok: